Skip to main content

Sultan Abdülmecid 

II. Mahmud’un Bezmialem Valide Sultan’dan olma oğlu olan Abdülmecid, 25 Nisan 1823’de dünyaya gelmiş ve reformcu babanın bir oğlu olarak Avrupalı prensler gibi yetiştirilmiştir. İyi derece Fransızca öğrenmiş, Rum ve Frenk öğretmenlerden eğitim alıp, resim ve piyano derslerine de katılmıştır. Avrupa’daki gelişmeleri takip edebilmek için de “L’lllustration”, “Journal de Debats” gibi dönemin ünlü gazete ve dergilerine abone olmuştur.

1 Temmuz 1839 tarihinde tahta geçen Sultan Abdülmecid, babası II. Mahmud’un reformcu kimliğine uygun olarak yetiştirilmiş; Fransızca ve resim derslerinin yanında almıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nu çağdaş bir devlet yapısı haline getirmek için önemli reformlara imza atan Abdümecid, günümüzde de az bilinen ve ilklerin sultanı olmuştur.

Dönemin en önemli reform hareketi kuşkusuz Tanzimat Fermanı’dır. Fermanın beraberinde getirdiği kurumsal değişikliklerle Osmanlı toplumunun geleneksel yapısında köklü değişikliklere gidilmiş, sarayın önderliğindeki bu süreç Avrupa’yla ilişkileri de hızlandırmış ve batılı modeller örnek alınmıştır. Osmanlı sarayının öteden beri Avrupalı sanat biçimlerine olan ilgisi Tanzimat’ın sunduğu olanaklarla sarayın dışına çıkmış, edebiyattan görsel sanatlara kadar birçok alanı etkisi altına almış, bu alanlardan biri de resim sanatı olmuştur. Tanzimat Fermanı, Kırım Savaşı gibi olaylar bu dönemde Avrupa’dan çok sayıda gezgin, ressam, desinatör ve muhabirin Osmanlı topraklarına gelmesinde etkili olmuştu Bu sanatçıların bir bölümü portre ya da manzara resimleri yapan ressamlar; bir bölümü yalnızca desenler çizerek Paris’te ya da Londra’da baskı yoluyla çoğaltan tasarımcılar; bir bölümü de İstanbul’a olan merakından ötürü fotoğraf çekmeye gelen gezgin fotoğrafçılardır. Bunların yanı sıra doğuda gelişen olayları gazetelerine haber olarak götürmek isteyen muhabirleri de saymak gerekir. Bu sanatçıların kimisi kendi imkânlarıyla İstanbul’a gelerek eskiz ve sulu boya resimler yapıp ülkesine döndüklerinde yağlı boya resimlere dönüştürmüş, dergilerde yayınlatmış, kimisi de Pera’ da kurdukları atölyelerde tuval üzerine yağlı boya resimler yapmıştır.

Avrupa Basınında Abdülmecid

Tanzimat’ın etkisiyle Osmanlı topraklarına gelen desinatör ya da muhabir ressam grubu için Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul vazgeçilmez bir konu olmuş ve dönemin Avrupalı gazete dergilerinde bu sanatçılara önemli bir çalışma alanı açılmıştır. 

Bu dönemde 1853-56 yılları arasında süren İngiltere ve Fransa gibi Avrupa’nın güçlü devletlerinin Osmanlı ittifakı olarak katıldığı Kırım Savaşı da İstanbul’a çok sayıda savaş muhabirinin, desinatörün ve ressamın gelmesinde etkili olmuş, 19.yy’da Doğu’ya karşı var olan ilgi daha da artmıştır. İngiltere ve Fransayla yapılan ittifakın propagandasını yapmak amacıyla Sultan Abdülmecid ve bu ülkelerin hükümdarlarının birarada olduğu portrelerde Avrupa dergilerinde basılmıştır. Baskı tekniği bu portreleri yaymanın en hızlı araçlarından biri olmuş ve portrecilikte de “ittifak portreleri” olarak yeni bir tür ortaya çıkmıştır.

Osmanlı İmparatorluğunda saray yaşamının bir parçası olan kılıç alayı, selamlık alayı, bayram alayı gibi resmi törenler, sultanın saraydan çıkışı ve ziyarete gittiği yerler hem imparatorluğun ihtişamını ortaya koyması açısından hem de sultanı yakından görebilme fırsatı sunmasından dolayı kaçırılmayacak anlardı. Haber niteliği taşımasının yanında görsel açıdan da ihtişamlı olan bu olaylar, özellikle Avrupa gazete ve dergileri için çalışan desinatörlerin ilgisini çekmiştir. Bu desinatörler arasında Montani, Henri Pierre Blanchard, Fabius Brest, Giovanni Brindesi vs. vardır. İlk olarak çizimlerini yaptıktan sonra bunları Paris ve Londra’ya yollarlar ve onlarda çizimleri baskıya hazırlardı. Bu nedenle gerek haberler gerekse haberle ilgili çizimler bir hafta ya da on günlük gecikmeyle yayımlanırdı. Sanatçılar, İstanbul’da kaldıkları süre içinde hem oryantalist tablolar üretmiş hem de İstanbul’daki böylesine önemli olayları resimleyerek “L’lllusration, Le Tour du Monde, Le Monde Illustre, Lllusrated London News” gibi dönemin önemli Avrupa gazete ve dergilerine yollamışlardır. Bunlardan ilki Abdülmecid’in Eski Çırağan Sarayı’ndan deniz yoluyla Bab-ı Ali’ye gelip oradan kılıç kuşanmak için Eyüp’e gidişini konu alan gravürdür.Muhabir ve desinatör Blanchard’ın L’llustration gazetesindeki 5 Temmuz 1852 tarihli yazısında Abdülmecid’i üç kez gördüğünü ve kılıç kuşanmak için saltanat kayığının yanaştığı İskele’de olduğunu yazmıştır (Görsel 4). Bir başka örnek,sanatçısı belli olmayan Abdülmecid’in son bayram törenini konu alan gravürdür. Devlet erkanının sırayla eteğini öptüğü Sultan Abdülmecid, Arife tahtının önünde ayakta durmakta ve oldukça yorgun ve bitkin görünmektedir. Bu gravür Le Monde Illustre dergisinde yayınlandığında tahtta artık Abdülaziz vardır..(Görsel 5). Devlet erkanıyla bayramlaşan Sultan, ailesiyle de bayramlaştıktan sonra alayla birlikte namaz kılacağı camiye gider ve bu anı betimleyen gravürlerde Avrupa basınında sıklıkla işlenmiştir (Görsel 6).

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk kez bir sultanın opera temsillerine gitmesi, elçiliklerde düzenlenen balo ve resepsiyonlara katılması da Avrupa basınında sıklıkla işlenmiştir. Bundan dolayıdır ki Sultan Abdülmecid, Avrupa dergilerinde en çok portresi basılan sultan olmuştur. Galata’da ve Pera’daki elçilik binalarında ya da limana gelen yabancı ticaret gemilerinde düzenlenen balolardan birine katılan Sultan Abdülmecid’in bu anı L’lllustration dergisinin 7 Şubat 1856 tarihli sayısındadır (Görsel 7). Fransız Elçiliğindeki bu baloya bir Osmanlı sultanının katılması haberde çağdaş tarihin en olağandışı olayı olarak anlatılmış ve sultanı görebilmek için saat 6’dan itibaren büyük bir kalabalığın onu beklediği, bütün Fransız evlerinin aydınlatıldığı ve elçiliğin bulunduğu caddeye kadar askerlerin yol boyunca sıralandığı yazılmıştır. Saat 20:30 gibi büyük dans salonunun kapısı açılmış ve sultan içeri girerken “Mecidiye Marşı” çalınmıştır. Bu örneğin yanı sıra İngiliz Büyükelçisinde de düzenlenen balolara sultanın bu düzende katıldığı bilinmektedir (Görsel 8).

KAYNAKÇA

Ergüven, Ş. (2020). Osmanlı Resim Sanatında Sultan Abdülmecid Portreleri. Karabük: Karabük Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Germaner, S., & İnankur, Z. (2008). Oryantalistlerin İstanbul’u. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları.

İnankur, Z. (1993). 19. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul’a Gelen Batılı Sanatçılar. Osman Hamdi Bey ve Dönemi (17-18 Aralık 1992). İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, s. 75-82.

Küçük, C. (1988). Abdülmecid. TDV İslam Ansiklopedisi, C.1, s. 259-262.

Renda, G. (1977). Batılılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı, 1700-1850. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları.

Renda, G. (2000). Tasvir-i Hümayun (1800-1922): Portrenin Son Yüzyılı. Padişahın Portresi: Tesavir-i Ali Osman, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları, s. 442-542.

Renda, G. (2002). Yenileşme Döneminde Kültür Sanat. Türkler, C.15, s.265-81.

Renda, G. (2011). Osmanlı Sarayında Avrupalı Sanatçılar 19. Yüzyılda Yeni Bir Hanedan İmgesinin Yayılımı, Mekânın Poetikası, Mekanın Politikası, İstanbul: Pera Müzesi Yayınları.

Roberts, M. (2015). İstanbul Karşılaştırmaları. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları.

Subaşı, T. (2015). Sultan Abdülmecid’in Hayatı ve Şahsiyeti, Nakş-ı İstanbul- Ortaköy Büyük Mecidiye Camii, İstanbul: Gürsoy Grup Kültür Yayınları.

Yanıt Bırakın