Skip to main content
Rezan Has Müzesi, ön cepheden görünüm. (https://www.rhm.org.tr/wp-content/uploads/2018/03/rhm_about_2.jpg )

Bugün Rezan Has Müzesi olarak bilinen, tarihi Bizans Dönemi’ne kadar uzanan yapı, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için sarnıç olarak inşa edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin, Bizans’tan kalan yapıları ve eserleri farklı amaçlarla kullandığı bilinmektedir. Bu yapı da, Tütün Fabrikası olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bir sarnıç olarak inşa edilmiş yapıda sarnıcın alt katı tütünleri depolamak için kullanılmıştır. Bir söylentiye göre Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kaçan Tütüncü Mehmet Halis Efendi İstanbul Fatih Küçükpazar da bir tütüncü dükkânı açmıştır. İşler ilerleyip büyüyünce bir fabrika kurmaya karar verilmiş ve Cibali’de bir tütün fabrikası kurulmuştur. Sonraları ise satmak zorunda kalınmıştır. Arşiv kayıtları ise şu bilgileri sunar: “II. Abdülhamid 1884 yılında ünlü mimar Alexandre Valloury’e Cibali Tütün Fabrikası binasını Reji İdaresi adına yaptırır. Önce Fransızlar tarafından yönetilen fabrika sonradan Osmanlı tarafından işletilmeye başlanır. Osmanlı’nın dış borcu sebebiyle Osmanlı Borçlarına Mahsus Gelirler İdaresi’ne devredilir ve 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde Reji İdaresi’nin tütün tekelinin millileştirme çalışmaları başlar. Sonucunda, 1930 yılında “Türkiye Cumhuriyeti Tütün İnhisarı İdaresi” adıyla bir devlet kurumu getirilir ve bununla birlikte yurtdışından getirilen makinelerle üretim devam eder. II. Dünya Savaşı’nda erzak deposu olarak kullanılmaya devam eder.”

1994 yılında fabrikadaki makinelerin yetersiz kalması sonucu üretimin azalması maksadıyla kapatılmıştır. 1997 yılında Kadir Has Vakfı’na kiralanan bina; 1998 yılında Mimar Mehmet Alper önderliğinde yoğun bir restorasyon sürecine girmiş; 2002 yılında Kadir Has Üniversitesi olarak hizmete açılmıştır. Yapılan restorasyon çalışmalarında yapının orijinaline sadık kalınmıştır. Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine şahitlik eden binaya tarih sahnesinde yeni bir rol verilmiştir.

Avrupa Nostra 2003 Ödülü

Avrupa Kültürel ve Doğal Miras Birliği Europa Nostra, dünya kültür mirasını korumaya yönelik olarak çalışan bağımsız bir kuruluştur. Cibali Tütün ve Sigara Fabrikasından dönüştürülen Kadir Has Üniversitesi merkez binası son derece özenli ve kapsamlı restorasyonu, içinde yer aldığı tarihi çevrenin gelişimine katkısı nedeniyle Avrupa Nostra 2003 ödülüne değer bulunmuştur.

KOLEKSİYON

Rezan Has Müzesi arkeolojik eser envanterinin yanında, 2009’da Cibali Tütün Fabrikası’ndan kalan belge ve objeleri de koleksiyonuna katarak envanterini genişletmiştir. Fabrikadan kalan makineler, özenli bir restorasyon geçirerek sergilenmeye başlamıştır.

Türkiye’nin en geniş “Urartu Dönemi Takı Koleksiyonu” bulunan müzede, 1100 parçadan oluşan koleksiyonun 74’ünü kemerler oluşturuyor. Koleksiyonun geri kalanını kolye, madalyon, bilezik, iğne, fibula, pektoral (göğsün ortasına takılan haç), pazıbent (kolçak), boyunluk, yüzük gibi objeler oluşturmaktadır. Müze dahilinde alanında uzman restoratör ve konservatörlerle birlikte eserlerin restorasyon ve konservasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Rezan Has Müzesi, Restorasyon ve Konservasyon çalışmaları. ( https://www.rhm.org.tr/wp-content/uploads/2018/12/Restorasyon-ve-Konservasyon.png)

TOPRAĞIN MİRASI SERGİSİ

Anadolu coğrafyası bin yıllardır çeşitli dönemlere ve toplumlara ev sahipliği yapmıştır. İnsanlar, birbirileriyle ve doğayla olan ilişkisinin sonucu olarak objeler ve eşyalar geliştirmişlerdir. Bu sebeple Anadolu, arkeolojik buluntu bakımından zengin çeşitliliğe sahiptir. Antik Dönemde Anadolu insanının gündelik yaşantısında kullandığı tabak, güğüm, matara ve buhurdan gibi eşyaların yanı sıra mezarlara bırakılan kaplar ve tanrılara sunulan adaklara kadar birçok eser koleksiyonda bulunur. Müze koleksiyonunda; Neolitik Dönem, Kalkolitik Dönem, Tunç Çağı, Demir Çağı, Anadolu’da Yunan Etkili Dönem, Roma Dönemi, Bizans Dönemi ve İslami – Selçuklu Dönemi eserleri kronolojik olarak yerleştirilerek sergilenmektedir.

NEOLİTİK DÖNEM (M.Ö 7500-5500)

Neolitik Çağ bir başka deyişle Yeni Taş Çağı, insanların yerleşik yaşama geçmeye başladığı dönemdir. Bitişik evlerin oluşturduğu küçük köy tipi yerleşmeler görülür. Yerleşik yaşama geçilmesi kuru tarımı başlatır ve sonrasında çanak çömlek yapımı birbirini izler. İnsanların oluşturduğu ilk kaplar elde basitçe şekil verilerek ve pişirilerek oluşturulmuştur. Bu kapların yapımında saman, dal, taş gibi malzemelerin kullanıldığı görülmektedir. Bunun yanında çakmaktaşı ve obsidyenden üretilen baltalar, ok uçları, dilgiler bu dönemde çeşitlenmeye başlamıştır. Koleksiyonda da çeşitli büyüklükte obsidyen ok uçları, baltalar, pişmiş topraktan çömlekler yer almaktadır.

Rezan Has Müzesi- İp delikli çömlek, Pişmiş toprak, Neolitik dönem, M.Ö. 7500 – 5500 (https://www.rhm.org.tr/wp-content/uploads/2018/01/4-150×150.jpg )

KALKOLİTİK DÖNEM (M.Ö 5500 – 3500)

Kalkolitik Dönemde taş malzemenin yanı sıra madeni malzeme kullanımına başlanmış ve hem taş hem maden malzeme kullanılmıştır. Maden kullanımı döküm tekniğiyle yapılmıştır.  Dönem sonuna doğru çeşitli şekillerde ve büyüklüklerde baltalar yapılmıştır. Müze koleksiyonunda o döneme ait bir balta da sergilenmektedir.

Kalkolitik dönem insanları da neolitik dönem insanı gibi seramik kapları el ile şekillendirerek yapıyorlardı. Şekillendirme sonunda çentik atılarak basit süsleme kompozisyonu bulunduğu görülmektedir.

TUNÇ ÇAĞI (M.Ö 3500 – 1200)

Kalkolitik Çağ bitiminde maden kullanımı yaygınlaşmıştır. Tunç %70 bakır ve %30 kalay karıştırılarak üretilmiştir. Tunç Çağı’nda kurulan Hitit İmparatorluğu Hattuşaş – Boğazköy merkezli olan imparatorluk dönemin güçlü devletlerinden biri haline gelmiştir. Toprak genişletme nedeniyle Mısırla bir savaş yapılmış ve sonucunda Kadeş Antlaşması imzalanmıştır. Bu olaydan sonra Hitit Uygarlığı için çöküş süreci başlar ve Tunç Çağı’nın da sonu gelir.

Tunç Çağı’nda çömlekçi çarkına geçilir ve yavaş yavaş çömlekler elde değil bu çarklarda şekillendirilmeye başlamıştır. Müze de Tunç Çağı’na ait seramik kaplar yer alır. Yortan tipi kap, çift kulplu kaplar, Hititlere ait gaga ağızlı kaplar ve boyunlu çömlekler sergide yer alan bazı eserlerdir.

Çok renkli Rhyton, Pişmiş Toprak, M.Ö 2 bin (törensel içki kabı) -(https://www.rhm.org.tr/event/topragin-mirasi/)

DEMİR ÇAĞI (M.Ö 1200-330)

M.Ö 1200- 330 yılları arasında insanlar demir kullanımına başlamıştır. Demir Çağı’nda bronz aletlerin yanı sıra demir alet yapımının arttığı görülmüştür. Bu dönemde Anadolu’da kurulan çeşitli uygarlıklar kendi eserlerini vermeye başlamış ve birbirini etkilemişlerdir.

Müze sergisinde genellikle dinsel amaçla kullanılan ama bazen içki içmek için de kullanılan kaseler, parfüm ve krem gibi ürünlerin konduğu kaplar, renkli süsleme ögelerine sahip rhytonlar yer alır.

ANADOLU’DA YUNAN ETKİLİ DÖNEM (M.Ö 1350 – 30)

Anadolu’da Demir Çağı içinde Kızılırmak’ın batısında yaşayan uygarlıklar için M.Ö 1350-30 arası “Yunan Etkili Dönem” olarak adlandırılır. Bu coğrafyada yaşayan uygarlıklar hiç şüphesiz birbirini etkilemişlerdir. Sanatsal açıdan büyük gelişmelere sahip bu dönemde, seramik yapımında kalıp kullanımı artmış ve bu sayede zenginlerin sofralarını süsleyen madeni kapların taklitleri orta sınıf insanların sofralarında yer almıştır. “Magara Kapları” olarak adlandırılan bu kapların örnekleri sergide yer alır. Sergide ayrıca seramik kandiller, Roma Dönemi’ne kadar kullanılmış farklı tip ve süsleme ögelerine sahip örnekleri yer alır.

ROMA DÖNEMİ (M.Ö 1. yüzyıl – M.S 4. yüzyıl)

Roma İmparatorluğu Dönemi’nde güzel sanatlar alanında diğer dönemlerden ve uygarlıklardan farklı tarzda örnekler verilmiştir. İlk dönem seramiklerinde siyah astar ve kabartma kullanımı yaygınken, bu dönemde kırmızı astarlı seramik kaplar yerini almıştır. Sergide Roma seramiklerinin yanı sıra; metal kaplar, kepçeler ve sürahiler yer alır. Roma Dönemi’nde cam ürünlerin de kullanıldığı görülmektedir. Sürahiler, bardaklar, kadehler bunlardan bazılarıdır. Sergide bu eserlere göz atılabilir.

Rezan Has Müzesi, Kurşun Tamirli Tabak, Pişmiş toprak, Roma dönemi, M.S. 1-3. Yy (https://www.rhm.org.tr/event/topragin-mirasi/ )

 Rezan Has Müzesi, Yağ güğümü, Bronz, Roma Dönemi, M.S. 1. Yüzyıl (https://www.rhm.org.tr/event/topragin-mirasi/)

BİZANS DÖNEMİ (M.S 4 – 15. yüzyıl)

Bizans İmparatorluğu geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş ve yüzyıllar boyu sanat alanında sayısız eser vermiştir. Bu eserlerden bazılarından oluşan seçki de bu müzede sergilenmektedir. Serginin kapsamını, kandiller, patera ve tabaklar, ampullalar, haçlar ve üzerine kutsal kişilerin betimlendiği tılsımlar oluşturur.

Rezan Has Müzesi, Sarkaç Haç, Gümüş Üzeri Altın Yaldızlı, Bizans dönemi, M.S. 11-12. Yy (https://www.rhm.org.tr/event/topragin-mirasi/ )

İSLAMİ – SELÇUKLU DÖNEMİ (M.S 9 – 13. yüzyıl)

Selçuklular, Anadolu topraklarında 11. yüzyıldan itibaren hüküm sürmeye başlamışlardır. Selçuklu Maden Sanatı’nda görülen eserlerde farklı kültürlere ait simgelere rastlanır. Selçuklu Dönemi maden eserleri; koku kabı, tepsi, buhurdan, saplı ayna, kâse, gibi gündelik yaşantıda kullanılan eşyalardır.  Seramik; özellikle çini sanatında etkin rol oynamıştır. Çini Sanatı’nın yanı sıra; alçı, minyatür, cam, ahşap, halı gibi alanlarda da eserler vermişlerdir. Sergide kandiller, tabaklar, duvar çinisi, matara, buhurdanlık ve cam kaplar gibi nesneler bulunur.

Rezan Has Müzesi, Sırsız Matara, Pişmiş toprak, Selçuklu dönemi M.S. 13. yüzyıl (https://www.rhm.org.tr/event/topragin-mirasi/ )

Haliç kıyısındaki bu benzersiz müzenin “Toprağın Mirası” sergisini gezerken ses ve eserlerin birleşimi sizi büyülüyor. Müzenin giriş katında Cibali Tütün Fabrikası’ndan kalan objeler, belgeler ve makineler sergileniyor. Alt kata indiğinizde, sarnıç karşınıza çıkıyor. Binlerce yıllık bu yapının ruhunu hissetmemek işten değil. Rezan Has Müzesi haftanın her günü her yaştan ziyaretçilerini bekliyor.