Skip to main content

‘’Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç

Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç

Olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç

Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç’’




Sözleri Musikimizin önemli güfte yazarlarından Sıtkı Angınbaş’a ait olan Hicaz makamında bestelenmiş ve icraasını musikimizde gerekli önemi maalesef görememiş olan Melahat Pars hanımefendi tarafından yapılan şarkı musikimizin en naif ve can alıcı parçalarından birisidir.

Uzun zamandır musiki ise ilgilenen bir insan olmama karşın ben bile kendisini tanıma şerefine pek yeni nail oldum. Gerek can alıcı dizeleri pamuk gibi sesi ile gerek ise hocalığı ile çok büyük bir değerden bahsedeceğim bugünkü yazımda…

Hayatına başlamadan evvel kendisinin çok sevdiğim bir şarkısının daha sözlerini yazıp hikayeye öyle başlayacağım;

‘’Gümüş tellerle örsem saçının her telini

 Kimse alamaz benden kalbimdeki yerini

Bir ân görmesem inan ölürüm gözlerini

Kimse alamaz benden kalbimdeki yerini’’


Dipnot: Melahat Hoca’nın bu şarkıyı pek kıymetli eşi Hazım Bey için bestelediği rivayet edilmektedir.

1918 yılında İstanbul Fatih’te dünyaya gelmiştir. Babası İsmail Hakkı Bey, annesi Zehra Hanım’dır. İlkokul çağlarında müziğe olan yeteneğini fark eden ailesi tarafından kendisine, kanunî Mustafa Bey’den iki yıl nota ve usul dersleri aldırılmıştır. Ardından Daruttalim-i Musiki’ye (özel bir müzik okulu) devam ederek udi Fahri Kopuz’dan ud ve makam dersleri almıştır. Udi Cevdet Kozanoğlu, Nuri Halil Poyraz ve Mesut Cemil Bey gibi müziğimizin değerli üstatlarından dersler alarak ud çalmayı öğrendi, müzik bilgisini ilerletti. Öğrenimini tamamladıktan sonra 1938 yılında mesleği askeri doktorluk olan Hazım Pars Beyefendi ile evlendi. Eşini seven, sayan, ona hayranlığını her fırsatta dile getiren bir kişiliğe sahipti.

Eşinin doğu hizmeti için Bitlis’e gitti ve üç yıl müzik çalışmalarından uzak kaldı. Bitlis’ten sonra eşi Ankara’ya atandı. 1944 yılında Ankara Radyosu’nun açtığı sınavda başarılı olan Melâhat Pars, orada solist olarak çalıştı. 1948 yılında yaptığı “Avare Gönül Yine Sensiz Hicrana Daldı” şarkının sözlerini aile dostları Yegâne Teksel yazmıştı. Güfteyi önce hocası Fahri Kopuz’a götürmüş ve ondan bestelemesini istemişti. Fahri Bey güfteyi ona geri vererek, “Hadi bakalım ilk denemeni yap, bu güfteyi sen bestele” dedi. Bunun üzerine yaptığı besteyi Fahri Kopuz çok beğenmişti.

1954 yılında Ankara’dan ayrılarak İstanbul’a yerleşti. İstanbul Radyosu’nun Türk Musikisi yayınlarına katıldı. Bu yıllarda İstanbul Belediyesi Konservatuarı İcra Heyeti’ne üye oldu. Yine bu yıllarda, günümüzde her müzikseverin dilinde olan “Ben gamlı hazan sense bahar, dinle de vazgeç” sözleriyle başlayan şarkıyı besteledi.

Mesut Cemil Bey bu şarkıyı dinlediğinde çok ünlü olacağını söylemişti ve öyle de oldu. 1959 yılında bir gece abajurun ışığında saçlarındaki akları fark ettiği zaman, “Gümüş tellerle örsem saçının her telini / Kimse alamaz benden kalbimdeki yerini” sözlerinin yer aldığı ve güftesi Şadan Kalkavan’a ait olan şarkıyı kürdilihicazkâr makamında besteledi.

Pars ailesinin üç çocukları dünyaya gelmişti: Behiç, Erol ve Cengiz. Küçük oğlu Cengiz için de “Bir mehtap var, bir de sen bu gecenin içinde” sözlerinin geçtiği şarkıyı besteleyen sanatçı, ayrıca genç yaşta ölen babasına olan sevgisini de yüreğinden nağmelere döküyordu: “Bin dertle yanan gönüle bir zerre deva yok”. Fatih Sultan Mehmet’in sözlerini ise 1958 yılında, hicaz makamında ve müsemmen usulde besteledi.  

Melâhat Pars’ın 1985 yılında arkadaşlarıyla kurduğu Kalamış, Kadıköy ve Marmara müzik derneklerinde yöneticilik yaptı. Türk Sanat Müziğine pek çok sanatçı yetiştiren Melaat Pars, 10 Mayıs 2005 tarihinde öldü. İstanbul Radyosu’nun önünde düzenlenen bir törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Emel Sayın, Adnan Şenses, Zekai Tunca, Muazzez Abacı gibi pek tanınan musiki yorumcularını da kendisi yetiştirmiştir.

Sonsöz: Üzerinde yaşadığımız topraklarda sanat ve kültür adına öyle yıldızlar yetişiyor ve biz onlarla tanışamadan kayıp gidiyorlar. Her yeni yıldızla tanıştığımda hep içleniyorum ve onu bir sonraki kuşaklara aktarmak için can atıyorum. Fakat yazılarımızın ve bizlerin de bir sınırı var. Sözü uzatmadan hayatındaki her değerli kişi için bir parça bestelemeyi kendisine motto edinmiş Melahat Hocaya Allah’tan rahmet diliyorum ve onu çok seviyorum. Sizlerin de sevmesi için bu yazıyı sonlandırıp müzik platformlarından bir şarkısını dinlemeye davet ediyorum. Hangi şarkı olacağını siz seçin muhakkak zevkinize uyacak bir şarkısı vardır…

Yazarımız İbrahim Mercimek’e teşekkürlerimizle.

Yanıt Bırakın