Michelangelo, Davut (David) Heykeli, Mermer,1501- 8 Eylül 1504, 5.17 m, Akademia Gallery, Floransa.
Eser beyaz mermerden, oldukça büyük ebatta yapılmış bir erkek heykel figürdür. Üç boyut algısı görülmektedir. Gölge ışık oyunları ile beraber dokusunun mat ve pürüzsüz olduğu hissini vermektedir. Yüz 3/4 profilden, vücut cepheden görülmektedir. Başın sağa doğru dönük duruşu, eserin arkasına dolanarak izleme hissi uyandırmaktadır. Heykelin biçimsel çözümlemesi için, enine üç ayrı katmana bölünerek incelenecektir.
1. Katman Bacaklar: Yerde dikdörtgen yüksek bir platform üzerinde bulunan erkek figürü tamamen çıplak ve ayakta durmaktadır. Üzerinde durduğu zeminin üst ve yan kısımları düzgün değildir. Cepheden görünen figürün iki ayağı birbirinden ayrık, sağ ayak geride kalça kısmına kadar dümdüz durmaktadır. Sağ ayağın arkasında dizkapağına kadar ağaç dalı benzeri biri daha kısa üzerinde budaklar bulunan, iki dal parçası görülmektedir. Sol ayak biraz daha önde hafif öne doğru basmakta, topuk kısmı havada durmaktadır. Hafifçe içe doğru kıvrık duran alt bacak, diz kısmından öne doğru bükülmüş, bu durumda sol üst bacak hafif verev pozisyondadır. Sağ bacak üst baldırın yan tarafında el, bilekten içe doğru bükülmüş, parmaklar hafifçe içe doğru katlanmış ve avuç içi görülmemektedir. Eldeki damarlar, parmak kıvrımları, parmak boğumları ve tırnaklar da tamamen gerçekçi çalışıldığı gözlenmektedir. Elin vücudun diğer kısımları ile orantılandığında, daha büyük olduğu fark edilmektedir. Bacaklar muntazamdır, kas ve kemik yapısı oldukça biçimli çalışılmıştır. Arka kısımda ağaç kökü, kesilmiş dalları daha net görünmektedir. Kalça, kas ve kemik yapısının anatomiye uygun çalışıldığı gözlemlenmektedir.
2.Katman Gövde: Biçimli çıplak gövdede omuzlar, göğüs kafesi kemikleri, bel ve karın kasları sağlıklı anatomiye uygun şekilde görülmektedir. Sağ omuz hafifçe aşağıya doğru durmakta, kaslı kol bedenden ayrı fakat el bacağa birleşmiş izlenmektedir. Sol kol dirsekten kıvrılmış, geriye dönük el omuzunda bulunan bir cismi tutmaktadır. Uzun ince şerit halinde duran cisim sırta doğru uzanmakta, omuzdan aşağıya sağ belden kalçaya doğru inmekte, diğer elin iç kısmında sonlanmaktadır. Sol omuz, sağ omuza göre daha yukarıda durmaktadır. Alt bacakların duruşunun bu duruma etkisi bulunarak bir “S” duruş oluştuğu izlenmektedir. Arka duruşta da bu “S” duruş vurgulanmış, bacak kasları gergin şekilde belirginleştirilmiştir.
3.Katman, Baş Kısmı: Heykelin boyun kısmı oldukça güçlü, kalın görünmekte ve damarlar fark edilmektedir. Boyun ve baş sola doğru dönük 3/4 profilden verilmiş, güçlü bir çene ve elmacık kemikleri belirgindir. Muntazam biçimli küçük kapalı ağız ve düz iri delikli bir burun üzerinde kalın şekilli kaşlar izlenmektedir. İri gözler yandan düz bakmaktadır. Kıvırcığa yakın dalgalı saçlar alın, şakak ve ensede hafif dağınık durmaktadır. Saçların bu dağınık duruşu başın ön ve arkasında ışık ve gölgelerle, kabarık hacimli bir görünüm oluşturmaktadır . Arkadan saçlar ensede, üçgen dalgalı olarak sonlanmaktadır. Kulak ve tüm baş anatomiye uygun görülmektedir. Sol omuzda bilekten içe kıvrık el, bir nesneyi tutmaktadır. Parmakları, el üzerindeki damar ve kemikler oldukça gerçekçi izlenmektedir. Boyundaki nesne ince geniş enseden arkaya doğru uzanmaktadır. Başın diğer açısından görünümünü veren fotoğrafta elle tuttuğu nesnenin yumuşak bir cisim olduğu baş parmağın bıraktığı çukurdan anlaşılmaktadır. Kaşlar çatık, alın çizgileri belirgin durmakta, gözler baştan daha sağda bir yöne doğru bakmaktadırlar. Sağ el gibi başında tüm vücuda orantılandığında biraz daha büyük olduğu görülmektedir.
Michelangelo’nun Davut Heykeli’nin Bağlamsal Çözümlemesi
Eser genç, sağlıklı bir erkek figürüdür. Tamamen çıplak olarak çalışılmış heykel her açıdan görülebilmektedir. Mermer malzemeden yapılmış olmasına rağmen şaşırtıcı derecede canlı, vücut anatomisine uygun kas, kemik yapısı ve damarlarına kadar incelikle çalışılmış, oldukça gerçekçi bir görünüm sergilemektedir.
Hareketli bir duruş verilmişken, aynı zamanda sakin, kendinden emin olduğu izlenimini de uyandırmaktadır. Sol ayağı kök benzeri budaklı, dizine kadar duran bir ağaç önünde üzerine sıkıca güvenle basarken, diğer ayağının öne doğru basılı, tabanının havada duruşu her an hareket edebileceğini düşündürmektedir. Üst bacağına doğru bilekten bükülmüş sol eli avucu tam kapalı olmasa da elinde bir cismin olduğu, ama gizleyerek fark edilmesini istemeden tutuğu anlaşılmaktadır. Sağ elde aynı şekilde her an hareket edecekmişçesine dirsekten içe doğru bükülerek omuzunda duran uzunca nesneyi tutmaktadır. Omuzundan sırtını enlemesine geçerek kalçadan diğer elin yanında son bulduğu izlenen uzun nesne çıplak heykelde bulunan tek eşyadır. Bu nesneyi sıkıca tutan elin oluşturduğu baskı yumuşak olduğu izlenimini vermektedir. Rahat bir tutuş ve güvenli bir hal izlenmektedir.
Hafifçe sağa dönük başı güçlü ve kararlı durmaktadır. Sağa ve ileriye doğru bakan gözleri bir noktaya dikkatle izliyor, çatık kaşları, sıkıca kapalı ağzı ile yüzü gergin ve cesur bir ifadeye sahiptir. Kaslı, kalın boyun kısmı gücünü ve gençliğini sergilemektedir. Kemikli çene yapısı, alnına ve ensesine doğru inen dalgalı saçları ile bir Yunan tanrısına benzemektedir.
Michelangelo’nun Davut Heykeli adlı çalışmasında ilk bakışta görülenler ve izleyene hissettirdikleri ifade edilmeye çalışılmıştır. Sanat eserleri sanatçıya ve onu izleyen sanatseverlere aittir. Sadece esere bakarak yorumlamak, anlamaya çalışmak sığ bir bakış açısı yaratacağından tam olarak verilmek, anlatılmak istenilenin görülmesini engelleyecektir. Sanatçının yaşadığı dönemi bilmek, tarihsel gelişmelerden haberdar olmak, bir meseni varsa hakkında bilgi sahibi olmak, yaşanmış bir hikâye ya da miti temsil ediyorsa öğrenmek, eserin tam olarak anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Michelangelo’nun yaşadığı (1475-1564) yıllar Avrupa’da Rönesans’ın yaşandığı sanat ve eğitime önem verilen bir dönemdir. Sanatçının alanı olan resim, heykel ve mimariye yoğun bir ilgi vardır. Floransa Katedrali’ne İncil’de bulunan Davut bölümü için bir heykel yaptırılmak istenmiş fakat çalışmalara başlayan heykeltıraşlar mermer bloğu işlemeden işi bırakmışlardır. Michelangelo o yıllarda beğenilen çalışmalar yapan henüz 26 yaşında genç ve ünlü bir sanatçıdır, heykeli yapması kendisine teklif edilir. Kabul eden sanatçı 1501 – 1504 yılları arasında yoğun bir çalışma ile 5.17 m. boyunda devasa bir heykel ortaya çıkarmıştır. Tüm sanat camiasının kusursuz kabul ettiği bu eser için Floransa Katedrali’nde olması fikrinden vazgeçilmiştir. Devasa boyutlarının katedrale uygun olmayacağı düşüncesi yanında, muhteşem heykel bir meydanda sergilenmeli Floransa’nın sanata verdiği önemi bununla beraber heykelin ihtişamı şehre gelenler tarafından görülmelidir. Leonardo Da Vinci, Sandra Botticelli gibi sanatçılar, din adamları ve şehrin aristokratlarından oluşan 30 kişilik bir heyetin uzun süren kararları sonucunda, Floransa’nın en önemli meydanlarından olan Piazza della Signoria uygun bulunmuştur. 400 yıl burada sergilendikten sonra 1873’de, hava şartlarından etkilenmeyeceği, korunacağı düşüncesi ile şu an sergilendiği Galleria dell’Accademia’ya götürülmüştür.
Davut ve Golyat
Davut Heykelinde anlatılmak istenen Davut ve Golyat hikâyesi, üç büyük semavi dine ait olan kutsal kitapların hepsinde geçmektedir. İsrailoğulları ile Filistinliler arasında geçen bir savaş sahnesini anlatmaktadır. Tanrı, Samuel’e Kral Saul’u görevinden alarak Beytlehem’li İşay’ın oğlunu Kral seçtiğini, gidip onu kutsal yağla kutsamasını, krallığını ilan etmesini ister. Görevi için bölgeye giden Samuel İşay’ın yedi oğlunun en küçüğü olan genç, güçlü çobanlık yapan Davut’u görür, kutsal yağla kutsar (yağla mesh eder) böylece Tanrı ruhu Davut’u sarar.
Bu sırada İsrail Oğulları ve Filistinliler arasında bir savaş vardır. Eski Kral Saul ve Davut’un üç abisi bu savaşta askerdiler, onlara yiyecek götüren Davut savaş alanını görür. Devasa bir adam 3 metrelik boyu, miğferi, zırhı ve mızrağı ile korkunç görünmektedir. Karşısına cesaretli bir yiğit çıkıp dövüşür de Golyat yenilirse kendilerinin İsrailoğulları’nın emri altına gireceklerini söylemektedir. Naralar atan Golyat kendinden çok emindir, kimsenin buna cesaret edemeyeceğini düşünürken, Davut bu göreve talip olur. Önce kabul edilmese de bu çok genç tecrübesiz çobana izin verilir. Kral Saul kendi zırh, miğfer ve kılıcı ile Davut’u kuşatsa da, o bu ağırlıklara alışık değildir. Hepsini çıkararak sadece eline iyi kullandığı sapanını ve Golyat’a yaklaşırken kimseye belli etmeden torbasına koyduğu bir kaç taş ile düşmanına yaklaşmaktadır.
Golyat bu tecrübesiz ve genç rakipten çok memnundur, fakat daha o hiç hamle yapmadan Davut nişan aldığı sapanıyla Golyat’ı alnından vurarak sersemletip düşürür. Hızla Golyat’ın kendi kılıcı ile başını keser hikâye bu şekildedir. Michalengelo’dan bu hikâyede ki kahraman Davut’un heykelini yapması istenmiştir. Merakla beklenen heykel bittiğinde büyük bir şaşkınlık olmuştur. Michalengelo’dan önce yapılmış Davut heykellerinde kompozisyon elinde kılıcı, Golyat’ın başını kesmiş, haklı gururla ayakları altına almış kahraman bir duruş sergilemektedir. Belki de benzer bir tema, daha kahramanca bir duruşla beklenirken, sanatçı yepyeni bir bakış açısı ile saldırıdan önce kararlı, kendinden emin ve diğer taraftan da düşünen Davut’u çalışmıştır. Bu hiç kimsenin beklemediği bakış açısı şaşkınlık yaratırken, heykelin kusursuz mükemmelliği hayran kalınmasına neden olmuştur. Tamamen çıplaktır ve elinde sapanı ile avucunda düşmanından gizlemeye çalıştığı taşlarından başka hiçbir şeyi yoktur. Düşmanı gücüne ve tecrübesine güvenirken, çıplak zırhı miğferi dahi giymeyen Davut, Tanrı’ya olan inancı ve zekâsına güvenmiştir. Antik Yunan heykellerinde görülen çıplaklık, Rönesans ile Avrupa’da yeniden görülmeye başlamışsa da burada sanatçı belki de özellikle çıplak olmasını bu zırh giymeyi ret etmesine dayanarak vurgulamış olması, olası ihtimaller dâhilindedir. Çalışmalarında Messenlerin istekleri dışına çıkabilen, kimi zaman Papa ile dahi zıt düştüğü bilinen sanatçının, kendinden önce yapılmış çalışmaların ve beklentilerin dışına çıkmak istemesi sonucunda Davut’u çıplak çalıştığı düşünülebilir.
George Vasari heykel hakkında şunları söylemiştir: “Kesinlikle Michelangelo’nun Davut’unu gören kimsenin, sağ ya da ölü hiçbir heykeltıraşın hiçbir yapıtını görmeye ihtiyacı yoktur. Hiç kuşkusuz bu figür, eski ya da yeni, Yunan ya da Roma yapımı bütün öbür heykelleri gölgede bıraktı.”
Bu mitleşmiş hikâyeler, onları yaşatmak adına yapılan sanatsal çalışmaların sayesinde unutulmamakta ve toplum hafızasında yer etmektedir. Aradan geçen binlerce yıla rağmen hikâyedeki cesaret, zekâ ve başkaldırı, yaşam içerinde bulunan benzer durumlarda zihinlerde bu hikâyelerle bağdaştırılmaktadır. Öyle ki duyulan herhangi bir haksızlık karşısında tavır alan insanlar, hikâyede bulunan kahramanlar ile özleştirilmektedirler. Hikâyenin yaşandığı yıllar tam olarak bilinmese de milattan binlerce yıl önce yaşandığı tahmin edilmektedir. O gün İsrailoğulları ve Filistin halkı arasında yaşanan savaş, maalesef günümüz de farklı boyutları ile sürmektedir. Bu gün Müslüman Filistin ve İsrail askerleri arasında yaşanan çatışmalar sonucunda sivil ve askeri insanlar zarar görmekte, can kayıpları yaşanmaktadır. 2008 Yılında İsrail tarafından yapılan bir saldırı sonucunda Fadi Abu Sabah adlı genç bacaklarını kaybetmiştir. Bu gence ait bir fotoğrafta İsrail güçlerine karşı, tekerlekli sandalyesi üzerinde sapan ile taş fırlatması görülmektedir (Bkz. foto.-9). Fotoğraf servis edildikten sonra Filistinli adamı cesaretli duruşu, sapanı ve taşı ile gören insanlar onu Davut ile bağdaştırmışlardır. Hikâyede Davut İsrailoğullarını savunurken, bu kez İsrailoğullarına karşı bir Müslüman, duruşu ile Davut olarak görülmektedir. Bu durum da zaman içerisinde mitlerde, hikâyelerde bulunan kahramanların temsil ettikleri toplumdan sıyrılarak, var olan tavrın evrensel olarak kabul görüldüğünü varsayabiliriz. Fadi Abu Sabah 2018 yılında İsrail tarafından yapılan bir saldırı sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Yazıyı hazırlayan değerli Selda GÜZEL’e teşekkürlerimizle.
Selda GÜZEL / İstanbul Medeniyet Üniversitesi/ Sanat Tarihi Bölümü/ 3. Sınıf Öğrencisi
KAYNAKÇA
CÖMERT,B., Mitoloji ve İkonografi, De Ki Basım Yayım Ltd. Şti., Ankara, 2014.
GOMBRİCH,E.H., Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2006.
KURT, A.O., “İki Kral- İki Hikaye: Kral Saul ve Kral Davut –Tarih ve Mitoloji Işığında Bir Okuma”, Milel ve Nihal İnanç- Kültür ve Mitoloji Dergisi, Nisan–2009, C.1, s.261-287.
ÖZKARAKOÇ, Ö. , “Sanat Yapıtında Bağlamsal Eleştiri İçin Bir Deneme: Davut ve Golyat Örneği”, İdil Dergisi, 2012, C.1, S.2, s. 1-16.
SÖZEN,M.,TANYELİ,U., Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü ,Remzi Kitapevi, İstanbul,2017.
https://www.tarihlisanat.com/davut-heykeli/ErişimTarihi:12.11.2020
https://www.accademia.org/explore-museum/artworks/michelangelos-david/ Erişim Tarihi:28.10.2020
https://accademia.stanford.edu/mich/color-david/bfd41h-csh.jpg Erişim Tarihi: 28.10.2020
https://www.accademia.org/explore-museum/artworks/michelangelos-david/facts-about-david/ Erişim Tarihi: 28.10.2020
https://www.guncelicerik.com/2019/02/davut-heykeli-hakkinda.html Erişim Tarihi: 28.10.2020
http://www.museumsinflorence.com/musei/museum_of_bargello.html Erişim Tarihi: 12.11.2020
https://onedio.com/haber/gazze-deki-protestolarin-simgesiydi-fadi-abu-salah-kanli-pazartesi-de-can-verdi-822483 Erişim Tarihi: 8.12.2020.
Zamansal geçişlerin anlatımı ve konuların birbirine bağlanılması çok güzel.
Gidipde sartlardan dolayi goremedigim fakat cok merak etttigim bu tarihi sanat heykelinin detaylarini , tarihi gecislerini ve Golyat ile olan hikayesini okurken ilk kez dinliyormusum hissine kapildim. Cok begendim,yazara tesekkurler.
Merhaba adım yakup beyaz. Sizi uzun süredir takip ediyorum ve tebrik etmek istedim. İçerikleriniz oldukça açıklayıcı ve başarılı.
Merhaba Yakup Beyaz, ilginiz ve güzel yorumunuz için teşekkür ederiz. 🙂
Good article! We are linking to this particularly great content on our site.
Keep up the great writing.
Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar. (Paul Boese)
İnsan terbiyesi öfkeli iken belli olur, insan olan tartışırken bile saygısını korur.