Skip to main content

Jan Van Eyck yaklaşık 1390’lı yıllarda Hollanda’da doğmuştur.15. yüzyılda yeni gelişmekte olan yağlı boya tekniğini yetkinleştirmesiyle tanınır. Çoğunlukla portre ve dinsel konulu resimler yapmış,resimleri hayranlık uyandırmış ve birçok ressam tarafından taklit edilmiştir.‬

(Türbanlı Adam-1433’te yapılan bu tablo otoportresi kabul edilir.)

Arnolfini’nin Evlenmesi” en ünlü tablolarından biridir. Eyck, tablosunu 1434 tarihinde tamamlamış ve bu tarihi de resmin üzerine not düşmüştür. Teknik başarısının yanı sıra Rönesans’tan kalan kuralları da yıkması ile resim tarihinin temel taşlarından biri olarak görülür.

Tablo’nun en üst noktasındaki haç işlemeli zengin görünümlü metal bir avize ve avizenin üstünde yanan tek bir mum görülmektedir.

Bu mum,Tanrı’nın her şeyi gören gözünün simgesi, tanrının ışığı, yaratıcının tek ve bir olduğunun simgesi olarak düşünülür.

Pencerenin dışındaki kiraz ağacı,yaz mevsiminin kanıtıdır lakin çiftin giysileri kışlık giysileridir.Kiraz aynı zamanda sevgiyi sembolize eder.

Gelişigüzel olarak sola yerleştirilmiş gibi bir his uyandıran portakal,o dönemde çok pahalıydı ve başka ülkelerden geliyordu.Sevgi ve evliliği temsil eden portakallar burada çiftin zenginliğine de işaret eder.

Sıradan bir köpek gibi gözükse de,bunun evliliğe duyulan saadeti temsil ettiği bilinir.Aynı zamanda bir çocuk sahibi olma arzusu anlamına gelen şehvet amblemi olarak görülebilir.

Resmin orta yerinde bu resme ilk özelliği katan bir dış bükey ayna durur.Aynanın kenarındaki madalyonlarda İsa’nın çarmıha gerilmesi on resimle gösterilmiştir. Odanın içinde resmedilmeyen iki kişi daha var. Bu kişilerden biri ressamın kendisi diğeri ise onun öğrencisi kabul edilir.‬

Aynanın olduğu duvarda “Johannes van Eyck buradaydı” diye yazar. Büyük bir olasılıkla nikah şahitliği ve evlilik cüzdanı görevini görmesi düşünülen bir resim.Bu da bir ilk çünkü kilise, ressamların tablolarına imza atmalarını hoş karşılamıyor.Fakat Eyck, bunu umursamadan eserine imzasını atarak yine ilklerin ismi olmayı başarmış.


Arnolfini ve eşinin tablodaki konumları da tesadüf değil. Arnolfini pencereye, dışarıya yakın yerde konumlandırılmış çünkü bir tüccar ve dışarı ile ilişki içinde. Karısı Giovanna ise evin içinde, evine yakın bir konumda.

Yatağın yanında yer alan oryantal halı da lüksün diğer işaretidir.Yerde gelişigüzel duran terlikler ise evliliğin kutsallığına bir gönderme niteliği taşır.

Yazarımız Rümeysa Kara’ya teşekkürlerimizle.

One Comment

  • YUSUF dedi ki:

    Muntazam bir portre
    İçtenlikle muntazam bir yetenek.
    Satır satır tarih…
    Ve portrenin tarihi bu kadar güzel anımsatması.

Yanıt Bırakın